SKATEBOARDİNG İS NOT A CRİME! ENGELLİ OLMAK SUÇ DEĞİLDİR!

Mustafa Onur AKIN
mustafaonurakin@gmail.com
onur@boardridermag.com


Kemal ARPALIER, Türkiye kaykay tarihine adını altın harflerle yazdırmış birisi…Kemal’in en büyük özelliği ise 2 yaşındayken geçirmiş olduğu bir hastalık yüzünden sol ayağının %50 oranında felç olması. Bunun bir özellik olduğunu söyledim size çünkü Kemal bu özelliği ile 32 yıldır kendisiyle ve hayatla barışık bir şekilde yaşıyor. Bu durumunun kesinlikle rahatsız edici olmadığını belirten Kemal, kendisi gibi olan ve hayata negatif bakan insanlara: “..şuan 34 yaşındayım ve bugüne kadar hiç engelliyim diye isyan etmedim, kafamda hep başarmak vardı ve hayata hep pozitif baktım. Bugüne kadar hiçbir arkadaşımla küsmedim, kavga etmedim her zaman güler yüzlü oldum ve neşemi hiç kaybetmedim. Kısacası ben, hayata hep pempe bir gözlükten baktım ve bakmaya devam ediyorum. Şimdi Türkiye’nin ilk ve tek kaykay ve snowboard yapan engelli kişisiyim. Buradan engelli arkadaşlara sesleniyorum; ben engelleri kaykay ile aştım, neden siz de dışarı çıkıp kendinizi keşfetmiyorsunuz? Dışarıda hayat var… “ diyor.
Kendisinin de söylediği gibi Kemal Türkiye'nin ilk ve tek kaykay ve snowboard yapan engelli kişisi ve gerçekten de bunun bir sorun teşkil ettiğini düşünmüyor. Kemal'in 34 yıldır neler yaptığına dair sorduğumuz sorular ve işte yanıtları!

Kaykaya nasıl başladın?

Kaykaya başlayışım şöyle oldu, 6. sınıftaydım 2. dönme Nisan ayıydı, okulun girişinde ufak bir kaykay gördüm. Bu kaykay okul bahçesinde basketbol oynayan çocuklarındı, oraya bırakmışlardı, hiç bir şey söylemeden aldım kaykayı ve denedim. Hafif bir eğim vardı, aşağı doğru kaydım ve düşmedim. Gerçekten de inanılmazdı. Çok eğlenceliydi ve hoşuma da gitmişti. Engelli olmama rağmen ayağımın durumunu düşünmüyordum ve ben bu işi yaparım dedim kendi kendime. Zaten bugüne kadar da “BEN FELÇLİYİM, YAPAMAM DEMEMDİM HİÇBİR ŞEYE, BAŞARILI OLMAMDAKİ TEMEL ETKEN BUYDU”. Ertesi gün şehir merkezine gittim, kaykay almayı aklıma yerleştirmiştim. Çok uzun süre aramalarımdan sonra, hiç unutmuyorum Platini Sport isminde, bir mağazanın vitrininde gördüm aradığım şeyi, çok heyecanlanmıştım. İçeri girdim ve fiyatını sordum. 1987 yılında 1000 Lira dediler, gerçekten pahalıydı benim için ve o kadar param da yoktu. Yine yılmadım ve bir tanıdığımın yanında hafta sonları çiçek satarak biriktirdim 1000 Lirayı. Hiç unutmuyorum ilk kaykayımı; ince slalom tipinde, üzerinde zımpara olmayan ve yeşil renk ile “GOLDMAN SPORT” yazısı vardı ne komik. Aldım ve eve döndüm, mahhalede binmeye başladım ve inanmazsınız belki ama sanki daha önceden kaymış gibi bir dengeye sahiptim ve herkes hayretle beni izliyordu ama üzücü bir olay olay oldu ve ev sahibimizin oğlu kaykayı bana atarken üzerinden araba geçti ve kırıldı. O an sanki dünyam yıkılmıştı, çok üzüldüm hatta konuşamadım bile ama yine de bırakmadım. O günden bu güne hala kayıyorum.

Bildiğim kadarıyla birçok kez ameliyat geçirdin, bu durum seni fizyolojik olarak hiç etkilemedi mi?


Evet birçok kez ameliyat geçirdim ama yine de bu durum beni yıldırmadı. Tabii ki fizyolojik olarak bazı zorluklar yaşadım ama söyledim ya kaykay aşkından olacak ki 1988’de geçirdiğim bir ameliyattan sonra ayağıma 4 tane platin vida takıldı ve uzunca bir süre alçıda kalması gerekiyordu. Yeni taşındığım muhitteki çocuklar yokuş aşağı kaykayla kayıyorlardı. Elimde koltuk değnekleriyle hemen gittim tanıştım. İsimleri Orçun, Okan, Adem ve Berkindi…kaykay onların değilmiş, Almanya’dan gelen bir kaykacıdan ödünç almışlar kaymak için. Verin bakalım bir de ben kayayım dedim dizime kadar olan alçılarla! Tabii bakıp kaldılar, şaka yaptığımı sandılar ama ben gayet ciddiydim. Kaykayın üzerine koltuk değneklerimle çıktım ve o gün tam üç kez o yokuştan aşağıya kadar kaydım. Görenler şaşırıyorlardı ama gerçekten de şaşırılacak bir durumdu. Bunun dışında 1990 yılında da üst üste birçok ameliyat geçirdim, şimdi yıl 2008, Buradan da anlaşılacağı gibi hiçbir engel kaykaydan beni vazgeçiremedi.




İlk kaykayının oldukça farklı olduğunu söylemiştin, o zamanlar bu kaykayla yapabildiğin hareketler varmıydı?

Aslına bakarsan kaykayı geliştirebilmek için epeyce uğraştık diğer kaykaycılarla yani hepimizin yaptığı gibi, zaman ilerledikçe hareketler de çeşitlendi tabii ki… evet ilk kaykayım ince uzun bir slalom kaykayıydı ve çok fazla hareket olanağı yoktu. Uzunca bir süre kaykay alamadım ama o zamanlar da arkadaşlıklar iyiydi ve birbirimizin kaykayıyla kayıyorduk, bu öğrenmemize daha iyi katkı sağlıyordu diyebilirim. 1989 yazında ailemle beraber ablamın yanına İsviçre’ye gittik. Benim ilk yaptığım şey bir mağazaya gidip kaykay almak oldu. İkinci kaykayımı buradan 40 franka aldığımı hiç unutmuyorum, yalnız aldığım kaykay yine slalom kaykayıydı; bunu almamın nedenini sanırım o zaman çok fazla araştırma yapabileceğim imkan olmamasına bağlıyorum.Türkiye’ye döndüğümde tekerleklerimin yumuşak olduğunu fark ettim ve mahallede paten kayan kızları bir şekilde kandırıp tekerleklerini satın aldım, artık kaykayım daha hızlı gidiyordu ve bundan zevk alıyordum. Bundan sonra sokaklarda her yerde kaymaya başlamıştım. 1990’da geçirdiğim ameliyatlardan dolayı okul hayatıma ara vermek zorunda kaldım. İyileştiğimde okula gitmek istemedim. Bu durum beni okuldan soğuttu ama içimdeki kaykay aşkı her şeye değerdi. Ufak tefek işlerde çalışarak ilk profesyonel kaykayımı 1992 yılında satın aldım. Aynı yıl vakkorama firması Bursa’ya İngiltere’den pro kaykaycılar getirtti ve gösteri yaptırdı onlara. İlk halfpipe’ı orada gördüm ve kaykayda neler yapılabileceğine ilişkin birçok vizyon sahibi oldum. “Adamlar gösterilerini yaptılar sonra kaykaylarını bize atmalarını beklerken parayla sattılar. Bu durumu o zamanlar önemsememiştik ama şimdi düşününce garip ve komik geliyor.” Oradan edindiğim deneyimlerle şimdiye kadar geldim ve güzel hareketler yapabiliyorum artık. Tekrar söylüyorum, yılmadım hiç!



Bize yaşadığın ilginç şeylerden bahsedebilir misin biraz?

1992 ve 1995 yılları arasında her gün otostop yapıyorduk. Bu durum oldukça zevkli bir şeydi bizim için. Tabii bunun en büyük etkisi herkeste olduğu gibi bir arayış içinde olmamızdı. Yani henüz tarzımız tam oturmamıştı. Giyim tarzımızda köklü değişiklikler yoktu, dinlediğimiz müzik türü metal ve punk ağırlıklıydı ama sanırım şöyle söylemeliyim, tam anlamıyla bir yaşam tarzı benimseyememiştik kendimize. Herkes gibi biz de birilerinden özenerek bu işi yapıyorduk. Sonraları bizi görenler de bizden özeniyordu tabii doğal olarak. İşte bu yıllarda hem arayıştan, hem eğlenceli olmasından, hem de yaşımız küçük olduğu için parasızlıktan ucuz ulaşım amaçlı birçok yere otostopla gidip gelirdik. Bunun ilginçliği ise yaptığımız her otostopu ve kullandığımız her aracı marka ve renk olarak bir defterde kayıt altına almamdır. Bu defter hala arşivimde yer alıyor.

Bunun dışında ise 1995 yılında Kuşadası’na bir rampa yapıldığını duyduk ve Muratla beraber o yaz yine otostopla Kuşadası’na gittik. Akşam saatlerinde oradaydık ve tabii ki hiç dinlenmeden geç saatlere kadar rampada kaydık ve doğal olarak sonunda yorgun düştük. Cebimizde çok fazla para olmadığı için fedakarlık yaparak o gece bisküvi yiyerek açlığımızı giderdik. Ertesi sabah tekrar otostopla Bursa’ya döndük ve olanları arkadaşlarımıza anlattık. 2 hafta sonrası için plan yaparak 4 kişi yine otostopla Kuşadası’na gittik. Cebimizde o zamanın parasıyla 50 lira vardı ve bu parayla pansiyonda kalmak yerine daha fazla adada kalabilmek için bir parkta sabahladık. Parayı yiyeceğe harcamak istiyorduk, kalacak yer çok da sorun değildi bizim için ve kaykay için! Parktaki ilk gecemizde zabıta tarafından burada kalamazsınız uyarısını aldıktan sonra ertesi gün kayışının ardından plan yaparak mezarlıkta kalmaya karar verdik. Etraftan ve çöplerden karton parçaları toplayarak, mezarlıkta ortama göre gayet güzel bir yatak hazırladık. “İlk önceleri korkmamıza rağmen tam 4 gün bisküvi yiyip kola içerek mezarlıkta kaldık ve emin olun ki kaykay için değerdi.”

Kaykay dışında yaptığın diğer şeylerden bahsedelim biraz istersen

1995 kışında snowboarda başladım. Birgün kendimi kara verip çıktım dağa ve snowboard kiraladım. Yaklaşık 5 kayışta da çözdüm snowboardu kendi çabalarımla. O günden beri snowboard yapıyorum. İlk snowboardumu da yine İsviçre’den aldım1998’de. İsviçre bana uğurlu geldi, geçen sene de kuzenim Sezer İsviçre’den hediye olarak bir snowskate gönderdi. Onun sayesinde de snowskate e başladım ve onu da hemen öğrendim. Bunun dışında Osmangazi Belediyesi bir su kayağı pisti açıyor. Bu pist Avrupa genelinde dördüncü Türkiye genelinde ise bir ilk olacak. Bu pistte wakeboarda başlamayı hedefliyorum. Ayrıca yapmak istediğim şeyler arasında surf ve paraşütle atlamak da var ama hangisi daha zevkli diye sorarsanız cevabım kesinlikle kaykay olacaktır.

1994’ten 2000 yılına kadar kapısını aşındırdığımız belediye en sonunda bir skatepark yaptı ve 2000 yılında törensiz olarak ilk skateparkımız açıldı. 2002 yılında bu parkı yıkıp yerine kültür merkezi yaptılar ama bina tam olarak bitmeden oraya bu tarz bir binanın yapılamayacağından inşaat yarım kaldı ve bina yıkılarak yeşil alan olarak değerlendirildi. Bizim ahımız tutmuş olacak ki böyle bir durum gerçekleşti. Hala bir skatparkımız yok ve bunun için çalışmalarımız devam etmekte.

Tüm bunların dışında profesyonel hayatımda görüntü montajlama işiyle uğraşıyorum ve hayatımı böyle kazanıyorum. Bursa’da kaykay yapmaya devam ediyorum. Hala ilk günkü heyecanı duyduğum için KAYKAYDA 20.YILIMI geçtiğimiz yaz İsviçre’deki skateparkları gezerek kutladım. Herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşmazsam eğer kaykay yapmaya devam edeceğimden hiç şüpheniz olmasın. Kaykay hayatımın bir parçası ve nereye gidersem gideyim 7’den 70!e herkes beni tanıyor bu da bana ayrı bir gurur veriyor doğrusu.
Şu anda 34 yaşındayım, bugüne kadar hiç engelliyim diye isyan etmedim, kafamda hep başarmak vardı ve hayata hep pozitif baktım. Bu güne kadar hiçbir arkadaşımla küsmedim ve kavga etmedim. Hep güler yüzlü oldum, neşemi hiç kaybetmedim. Ben hayata hep pembe gözlükten baktım ve bakmaya devam ediyorum. Şimdi Türkiye’nin ilk kaykay ve snowboard yapan engelli kişisiyim. Buradan tüm engelli kişilere sesleniyorum!

“ BEN ENGELLERİ KAYKAY İLE AŞTIM, NEDEN SİZ DE DIŞARI ÇIKIP KENDİNİZİ KEŞFETMİYORSUNUZ?

DIŞARIDA HAYAT VAR!! “


Bu yazı 2008 yılında Boardridermag Dergisi'nde, www.skateboardturkiye.com-www.skateboardtr.com sitesinde ve bir çok web sitesinde yayınlanmıştır. İzin alınmadan ve yazar ismi belirtilmeden başka yerlerde kullanılamaz!

Yorumlar

  1. arkadaşlar kendimiz kaykay nasıl yapabiliriz

    YanıtlaSil
  2. 0507 956 38 67 den bana ulaşabilirsen sana konuyla ilgili çok ayrıntılı bir bilgi verebilirim..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumunuzu buraya yazabilirsiniz. Yorumunuza en kısa sürede yanıt verilecektir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİMARİ YAPILARDA GÖRME ENGELLİLER İÇİN İÇ ve DIŞ MEKANDA YAPILAN DÜZENLEMELER

KAYKAY SPORUNUN TARİHÇESİ VE TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİM SÜRECİ

SKATE İZMİR