KAYKAY YAPIYORSANIZ KEŞKE DEMEYİN!

Mustafa Onur AKIN
mustafaonurakin@gmail.com
onur@boardridermag.com


Tüm dünyada çok hızlı bir şekilde ilerleme kaydeden kaykay sporu, Türkiye’de de dünya geneline göre olmasa da, gerçekten hızlı bir şekilde gelişme göstermeye başladı. Kaykay firmaları Türkiye pazarına bizzat girmeseler de, bir çok Türk girişimci distribütörlük sayesinde bu ürünleri getirtmeye başladı. Hal böyle olunca çeşitli internet sitelerinden ürün bedeli + shipping ödeyerek, 3-5 günde kapıya kadar teslim olarak getirtilen ürünlerin aynısını bir çok yerde bulunan skateshoplardan alma imkanı doğdu. Bu aslında güzel bir durum fakat ürünlerin internet ortamındaki fiyatları baz alındığında ve kargo ücreti denilen shipping bedeli de üzerine eklendiğinde, buradaki bir skateshoptan alınan ürünün, internetten getirtilen üründen 20-25 YTL daha pahalı olduğu görülüyor. Bu durum kaykay sporcularını ne denli etkiliyor bilmem ama distribütör firmaların belki biraz daha fazla miktarda mal alarak ürün fiyatlarını aşağıya çekmelerinin, hem skateshop sahiplerini ve kaykaycıları mutlu edeceğini hem de kaykay sporunu geliştireceğini düşünüyorum.

Geçen ayki yazımda da yine benzer bir durumdan söz etmiştim. Geçen ayki yazıya ve bu yazıya ilişkin gelen maillara cevap olarak şunu söyleyebilirim. Söz konusu bu durumun, ülkemizdeki gümrük vergileri, işyeri vergileri, hayat koşulları gibi etkenleri de göz önüne alarak ütopik bir durum olduğunun farkındayım ama şu da bir gerçek ki emin olun bu spor, bu şartlar gerçekleşmedikçe gelişme göstermeyecektir. Bu şartlar nasıl sağlanır ne gibi anlaşmalar yapılır bilmem ama pazarlamada şöyle bir durum söz konusudur -ki bu dünyanın her yerinde böyledir- pazarlanacak/satılacak ürün eğer elinizde mevcut ise öncelikli olarak bu ürünün teknik donanımsal özelliklerini iyi bilmek gerekir çünkü ürünü tanıtırken bunlar ön planda olacaktır. Ürün hakkında bilgi sahibi olunmadan, teknik donanımsal özelliğinin ne işe yaradığına dair bir şey bilmeden, eğer varsa diğer benzerlerinden üstünlüğü ya da artıları anlatılmadan; yani kısaca satacağınız şeyin ne olduğunu bilmeden onu satamazsınız. Bu özelliklerin yanında alıcıların da (skateshopların, sporcuların) bu ürün hakkında bir şeyler bilmesi gerekir. Tüm bu şartlar sağlandığında, yani ürün hakkında yeterli bilgi verildikten sonra alıcı ve satıcı mutabık kalırlarsa otomatik olarak ürünün fiyatının ne olduğu konusu açılacaktır. Ürün fiyatı aslında yurtdışında şu kadardır ama Türkiye’de şu şu şu şartlardan dolayı bu şekilde olması gerekmektedir bilgisi istenirse verilebilir. Eğer ki satıcı, alıcıyı ürün özellikleri ve ürünün fiyatıyla ikna edebilirse satış doğrudan gerçekleşmiş olur ama alıcı kişi ürün özelliklerini yeterli bulmazsa ya da özellikler yeterli olduğu halde fiyatı uygun değilse satış gerçekleşmeyecektir. Böyle bir durum olduğunda satıcı kişi ürünün teknik özelliklerini değiştiremeyeceği için ya fiyat kıracaktır ya da elindeki ürüne benzer özelliklerde daha ucuz bir şeyler önerecektir. Bu durum yeterli gelirse satış tekrar gerçekleşir ama yeterli değilse satıcı kişi başka alıcı kişilere yönelir, bu yönelim sonucunda eğer malını satarsa o alıcı, satıcının pazardaki müşterilerinden biri haline gelecektir ama yine satış sağlayamazsa bu ürünün pazardaki payı düşük demektir ve bu durumda ya üründen vazgeçilmelidir ya da ürünü aldığı merkez firmadan daha çok ürün ithal ederek maliyet fiyatını düşürme yoluna giderek pazara uygun fiyatta mal vermeye çabalamalıdır. İşte tüm dünyada pazarlama bu anlattığıma benzer özellikler taşıyan bir yapıdadır. Ülkemizde distribütör kaykay firmalarının izlediği yol da aslında budur ama burada en çok sıkıntıyı çeken taraf skateshoplardır. Distribütör firmalar yukarıda bahsettiğim şartlarda ürün sağlamış olsalar skateshoplarda(pazar) bu ürünler daha ucuza(internet fiyatlarıyla-ürün+shipping- aynı ya da yakın bir fiyata) satılacağı için sporcuların internetten vermiş oldukları sipariş oranında bir düşme olacak ve haliyle de mağazalara yönelinecektir. Böyle bir durum gerçekleştiğinde kaykay sporcusu sayısında hızlı bir artış olacağından, skateshop sahipleri de artık bu konuda uzmanlaşacaklar ve para kazandıkları bu sektöre yatırım yapmaya başlayacaklardır. İlk önce yarışmaların sayısı artacak, bu artışa bağlı olarak skatepark yapımına girilecek ve uluslar arası yarışmalara katılmak abartıldığı gibi değil gayet normal bir durum haline gelecektir.

Böyle bir durum gerçekleşirse, kaykay sporu hak ettiği yere çok hızlı bir ivmeyle ulaşacaktır. Tabii ki bu durumun olması daha önceden de bahsettiğim gibi ütopik bir şeydir ancak şöyle de bir durumdan bahsetmemde fayda olduğunu düşünüyorum. Türkiye’deki ürünlerin fiyatının, internetten getirtilen ürünlerin fiyatından 20-25 YTL daha fazla olduğunu söylemiştim. Bu fiyat farkı şu şekilde de yorumlanabilir: İnternetten sadece görsel olarak seçilen ürünü, burada dokunarak, deneyerek seçme hakkına sahipsiniz. Bu gerçekten önemli bir şey çünkü; sporcuların yıllar önce yaptıkları siparişleri araştırdığımda çok ilginç ve hatta komik bile sayılabilecek şeyler öğrendim, aynen aktarıyorum “Türkiye’de internet bile yokken yurtdışına çıkan arkadaşlarımızız getirdiği kataloglardan seçtiğimiz ürünü, önce telefon kartı ile saat farkından dolayı gecenin bir vakti Amerika’yı arayarak faks numarasını isterdik. Bu faksa seçtiğimiz ürünün adını, özelliğini vs. bir kağıda yazarak gönderirdik. Buna ilişkin eğer stoklarında ürün varsa bize tekrar faks çekerlerdi ve biz de bu faksa ilişkin ekstra masraflarını da ödeyerek bankadan aldığımız uluslar arası çeki, acele posta servisini kullanarak iadeli taahhütlü olarak gönderirdik. Bu işleme ilişkin olarak 20 gün ile 1 ay arası bir sürede mektubun ellerine ulaştığına ilişkin bir belge gönderilirdi bize postane tarafından. Bu güzel bir haberdi bizim için…çünkü bu, çeki aldıklarına ve parayı çektiklerine işaret ederdi ve doğal olarak da istediğimiz ürünleri yollayacaklarını bildiren bir belgeydi. Artık iş beklemeye kalırdı ve yaklaşık olarak –gemiyle geldiği için- 90-110 gün arasında istediğimiz ürün gümrük müdürlüğüne gelmiş olurdu. İş bu şekilde bitmiş sayılır mıydı sizce? Tabii ki de hayır! Artık gümrük müdürlüğünden ürünün vergisini ödeyerek çıkarmak kalırdı. Bu da, orada bulunan gümrük memurlarının hızına bağlıydı ve yaklaşık 1 hafta 10 gün kadar sonra hiçbir sorun çıkmazsa alırdınız istediklerinizi. Gelen kutudan çıkan ürünlerin gerçekten sizin istediğiniz ürünler olması için dua ederdiniz ve eğer doğruysa çok mutlu olurdunuz çünkü kutudan başka bir ürünün de çıkma ihtimali oldukça yüksek bir ihtimaldi. Bu olayları yaşadığımız zamanlarda eğer Türkiye’de skateshop olsaydı, hepimiz malzemelerimizi oradan alırdık ve kaykay sporu da bundan çok daha farklı bir noktada olabilirdi. Tabii ki geçmişe bakıp iç çekmek çok işe yaramıyor. Zamanı da geri çeviremeyeceğimize göre üzülmenin pek bir faydası yok. Biz keşke dedik ama siz demeyin. Şu anda elinizin altında olan imkanları en iyi şekilde değerlendirin ki bizim şu anki yaşımıza geldiğinizde geriye dönüp baktığınızda ilerlemeyi görün ve mutlu olun. Ülkemizdeki skateshopları destekliyoruz ve yaptıkları iş için onları kutluyoruz.”


Bu yazı 2007 yılında Boardridermag Dergisi'nde, www.skateboardturkiye.com-www.skateboardtr.com sitesinde ve bir çok web sitesinde yayınlanmıştır. İzin alınmadan ve yazar ismi belirtilmeden başka yerlerde kullanılamaz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİMARİ YAPILARDA GÖRME ENGELLİLER İÇİN İÇ ve DIŞ MEKANDA YAPILAN DÜZENLEMELER

KAYKAY SPORUNUN TARİHÇESİ VE TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİM SÜRECİ

SKATE İZMİR