…kokular tazelenerek artacak, herkes modayla soluyacak!
Geçtiğimiz aylarda ve ondan önceki yıllarda düzenlenen birçok moda etkinliği neticesinde -ama özellikle son dönemde düzenlenenler- İstanbul’un ve Türkiye’nin, modayla soluk alan başkentler gibi modayı solumayı öğrendiğine şahit oluyoruz. Aslında yüzyıllar boyunca bu topraklarda yaşamış insanların genetiğine işlenmiş olan gizli sanatsal güdüler yavaş yavaş açığa çıkıyor…
…Onlarca medeniyete ve dolayısıyla birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan Anadolu topraklarında yaşayan Türk halkı olarak; her birimiz, Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i, Ermeni’si, Arap’ı, Arnavut’u, Rus’u, Romen’i ve daha nicesiyle harmanlanmış çok renkli bir kültür birikimine sahip inanılmaz yetenekli ama bir o kadar da engellenmiş, yanlış yönlendirilmiş ve bastırılmış duygulara sahip bireyleriz.
1990’lı yıllarda ulaşımımızın kısıtlı olduğu ve 2000’li yılların başında topluca tanıştığımız geniş bant ADSL internet teknolojisi ve global televizyon kanalları sayesinde giderek küçülen dünya üzerinde haberini alamadığımız neredeyse hiçbir şey kalmadı. Sosyal paylaşım ağları ve diğer internet uygulamalarının kullanımı konusunda dünyada başı çeken ülkeler arasında yer almamız, bir çok konuda olduğu gibi tüm tasarım kollarında da çok ses getiren projelere imza atmamız, bilinçlenmemiz ve hatta bilinçlenirken etnik kaos yaratmak, ekonomik istikrarsızlık, politik yapı, yasalar, yaşam standartları, yenilenme ve akla gelebilecek diğer tüm konularda bilgi sahibi olmak, aydınlanmak, idrak edebilmek, yaşamak, öğrenmek, uygulamak, istemek, hayata geçirmek vb gibi eylemlere ve karmaşık duygulara sahibiz. Tasarımda da aslında buna benzer bir durum söz konusu değil midir? Her konu hakkında bilgi sahibi olmak, fikir üretmek, esinlenmek ve uygulamak! Daha ekstrem bir örnekle açıklayacak olursam; aşkla birlikte yapılan sexi ve aşk olmadan yapılan sexi anlatmak buna uygun olacaktır. Zira aşık olduğunuz biriyle sex yaparken görme, dokunma, koklama, hissetme ve tatma duyularını aynı anda kullanıyor olmak, tutkuyu ve hazzı tetikleyen tanımlanamayacak bir şeydir. Ancak içinizde aşk yoksa bu duyular tam anlamıyla çalışmayacak, eksik olan bir şeyler olacaktır. Örnekte eksik olan ve aynı zamanda kilit rol üstlenen şey aşktır; anlatmak istediğim ise “bilgi, araştırma, farkındalık, fikir beyan edebilmek, birikimi kullanabilmek…” ya da siz neyi uygun ve eksik görüyorsanız onlarla devam eden birçok şey burada kilit rol üstlenebilir. Anlam bakımından tezat teşkil eden sıraladığım/sıraladığınız birçok şey, içinde bulunduğumuz bu dönemde -özellikle tasarım dünyasında- globalizasyon ve gelişen teknoloji sayesinde insanlarımızın genlerinde mevcut olan bu kültür birikimini daha da fazla ortaya çıkarmaya başladı.
Kısaca özetlemek gerekirse; teknoloji ve internet içimizde saklı kalan şeylerin açığa çıkarılmasına ve bilinçlenmemize katkı sağlayarak hepimize çok iyi geldi. Yolun henüz en başındayız ama çok hızlı ilerliyoruz. Bazı büyük engeller halen mevcut ama sonuç olarak sanatın, tasarımın tanımında engele hiçbir zaman yer yoktur. Sanatla, tasarımla, bilgiyle, teknolojiyle ve birikimlerinin farkındalığıyla yoğrulmuş yepyeni bir kuşak jet hızıyla geliyor. Tarihiyle, kültürüyle, sokağıyla, insanıyla, müziğiyle her an farklı şeyler yaşatmaya devam ediyor İstanbul, insanlar bilinçleniyor, yöneliyor, öğreniyor, fikir üretiyor ve her şeyden önemlisi soluduğumuz havayı değiştiriyor, farklılaştırıyor gitgide, moda kokuyor İstanbul!
Daha bilinçli tasarımlar, yüksek kalitede değer ve güzel kokular için her şeyin bir şeyini, bir şeyin de her şeyini bilmemiz gerekiyor!
Yeni ve farklı konulardaki yazılarımla burada olacağım!
Bu yazı http://www.modakitabi.com">http://www.modakitabi.com portalı için hazırlanmıştır. Mustafa Onur AKIN ARALIK 2010
…Onlarca medeniyete ve dolayısıyla birçok kültüre ev sahipliği yapmış olan Anadolu topraklarında yaşayan Türk halkı olarak; her birimiz, Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i, Ermeni’si, Arap’ı, Arnavut’u, Rus’u, Romen’i ve daha nicesiyle harmanlanmış çok renkli bir kültür birikimine sahip inanılmaz yetenekli ama bir o kadar da engellenmiş, yanlış yönlendirilmiş ve bastırılmış duygulara sahip bireyleriz.
1990’lı yıllarda ulaşımımızın kısıtlı olduğu ve 2000’li yılların başında topluca tanıştığımız geniş bant ADSL internet teknolojisi ve global televizyon kanalları sayesinde giderek küçülen dünya üzerinde haberini alamadığımız neredeyse hiçbir şey kalmadı. Sosyal paylaşım ağları ve diğer internet uygulamalarının kullanımı konusunda dünyada başı çeken ülkeler arasında yer almamız, bir çok konuda olduğu gibi tüm tasarım kollarında da çok ses getiren projelere imza atmamız, bilinçlenmemiz ve hatta bilinçlenirken etnik kaos yaratmak, ekonomik istikrarsızlık, politik yapı, yasalar, yaşam standartları, yenilenme ve akla gelebilecek diğer tüm konularda bilgi sahibi olmak, aydınlanmak, idrak edebilmek, yaşamak, öğrenmek, uygulamak, istemek, hayata geçirmek vb gibi eylemlere ve karmaşık duygulara sahibiz. Tasarımda da aslında buna benzer bir durum söz konusu değil midir? Her konu hakkında bilgi sahibi olmak, fikir üretmek, esinlenmek ve uygulamak! Daha ekstrem bir örnekle açıklayacak olursam; aşkla birlikte yapılan sexi ve aşk olmadan yapılan sexi anlatmak buna uygun olacaktır. Zira aşık olduğunuz biriyle sex yaparken görme, dokunma, koklama, hissetme ve tatma duyularını aynı anda kullanıyor olmak, tutkuyu ve hazzı tetikleyen tanımlanamayacak bir şeydir. Ancak içinizde aşk yoksa bu duyular tam anlamıyla çalışmayacak, eksik olan bir şeyler olacaktır. Örnekte eksik olan ve aynı zamanda kilit rol üstlenen şey aşktır; anlatmak istediğim ise “bilgi, araştırma, farkındalık, fikir beyan edebilmek, birikimi kullanabilmek…” ya da siz neyi uygun ve eksik görüyorsanız onlarla devam eden birçok şey burada kilit rol üstlenebilir. Anlam bakımından tezat teşkil eden sıraladığım/sıraladığınız birçok şey, içinde bulunduğumuz bu dönemde -özellikle tasarım dünyasında- globalizasyon ve gelişen teknoloji sayesinde insanlarımızın genlerinde mevcut olan bu kültür birikimini daha da fazla ortaya çıkarmaya başladı.
Kısaca özetlemek gerekirse; teknoloji ve internet içimizde saklı kalan şeylerin açığa çıkarılmasına ve bilinçlenmemize katkı sağlayarak hepimize çok iyi geldi. Yolun henüz en başındayız ama çok hızlı ilerliyoruz. Bazı büyük engeller halen mevcut ama sonuç olarak sanatın, tasarımın tanımında engele hiçbir zaman yer yoktur. Sanatla, tasarımla, bilgiyle, teknolojiyle ve birikimlerinin farkındalığıyla yoğrulmuş yepyeni bir kuşak jet hızıyla geliyor. Tarihiyle, kültürüyle, sokağıyla, insanıyla, müziğiyle her an farklı şeyler yaşatmaya devam ediyor İstanbul, insanlar bilinçleniyor, yöneliyor, öğreniyor, fikir üretiyor ve her şeyden önemlisi soluduğumuz havayı değiştiriyor, farklılaştırıyor gitgide, moda kokuyor İstanbul!
Daha bilinçli tasarımlar, yüksek kalitede değer ve güzel kokular için her şeyin bir şeyini, bir şeyin de her şeyini bilmemiz gerekiyor!
Yeni ve farklı konulardaki yazılarımla burada olacağım!
Bu yazı http://www.modakitabi.com">http://www.modakitabi.com portalı için hazırlanmıştır. Mustafa Onur AKIN ARALIK 2010
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuzu buraya yazabilirsiniz. Yorumunuza en kısa sürede yanıt verilecektir.